VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

Grup başkanı

İMDAT TÜRKAY





  • Dünya genelinde vergi gelirlerinin toplanmasından sorumlu olan Gelir İdarelerinin vatandaşlara ve mükelleflere sunduğu mükellef hizmetlerinde yüzyüze iletişimden sıfır iletişime doğru bir süreç yaşanmaktadır. Tüm dünyayı etkileyen Pandemi döneminde, Gelir İdarelerinin izlediği bu stratejinin ne kadar isabetli olduğu ortaya konmuş oldu. Son yıllarda mükellefi esas alan uygulamalara baktığımızda, Gelir İdaresinin bilgi işlem teknolojilerini kullanarak e-vergi uygulamalarını, internet vergi dairesi, hazır beyan sistemi, interaktif vergi dairesi ve vergi iletişim merkezi araçlarını da kullanmak suretiyle mükellef hizmetleri konusunda çok önemli mesafeler kat etmiştir. Ayrıca, kayıtdışı ekonomiyle mücadele konusunda Vergi İdaresinin koordinasyonunda yürütülen eylem ve yapılan düzenlemelere baktığımızda, toplumsal olarak kayıtdışılık konusunda var olan direncin gün geçtikçe azalmakta olduğu ve kayıtdışı ekonomi oranının her geçen yıl azaldığı ve kayıtlı ekonominin büyüdüğü gözlenmektedir. Kayıtdışı ekonomi oranındaki her birim azalış, uzun vadede Gelir İdaresinin topladığı vergi gelirlerini artıracaktır. Gelir İdaresi tarafından sunulan hizmetlerin mükellefler tarafından adil, tarafsız ve etkin olarak algılanması ve hizmetlerle ilgili mükelleflerin beklentilerinin karşılanması da son derece önemlidir.

  • 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda gelirin kapsamı içinde yer alan yedi gelir unsurundan biri olan ücret geliri, gerek vergilendirme kapsamındaki kişi sayısı gerekse vergilendirme tekniği açısından diğer gelir unsurlarına göre ayrı bir yeri ve önemi bulunmaktadır. Çünkü ücret gelirinin genel vergilendirme şekli yıllık beyanname vermek suretiyle değil, nakten veya hesaben hizmet erbabına işverenler tarafından ücret ödemesinin yapıldığı anda tevkifat (kesinti) yapılarak olmaktadır. Vergi hukukunda bilinen ayırma kuramının gereği olarak ücret geliri emeğe dayalı olduğu için diğer gelir unsurlarına göre bazı ayrıcalıklara sahip bulunmaktadır. Ayırma kuramının gereği olarak ücret gelirlerine uygulanan vergi tarifesinin farklılaştırılmış olması, asgari geçim indirimi ve engellilik indirimi gibi uygulamalar mevcut olmakla birlikte, ücretlilerin vergi yükünün azaltılması için hala yapılacak birçok düzenleme bulunmaktadır. Ancak, emeğin, sermaye gelirlerine göre daha çok vergisel teşvik ve ayrıcalıklara sahip olması gerekmektedir.

  • Maliye Bakanlığı tarafından son yıllarda hayata geçirilen e-uygulamalardan biri olan DefterBeyan Sistemi ile serbest meslek erbabı, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ile basit usule tabi olan mükelleflerin kayıtlarının elektronik ortamda tutulmasına, bu kayıtlardan serbest meslek erbabı ile işletme hesabı esasına göre defter tutanların defterlerinin elektronik olarak oluşturulması ve saklanmasına, vergi beyannameleri, bildirim ve dilekçelerin elektronik olarak verilebilmesine, elektronik ortamda belge düzenlenebilmesine imkân tanınmaktadır. Ayrıca, mükelleflerin istemeleri halinde elektronik ortamda “e-serbest meslek makbuzu”, “e-sevk irsaliyesi” ve “e-müstahsil makbuzu” uygulamalarını kullanmalarına da imkân sağlanmaktadır. Getirilen yeni sistemle artık gelir vergisi mükellefi olan serbest meslek erbapları, Defter-Beyan Sistemi ile gelir ve gider kayıtlarını elektronik ortamda gerçekleştirebilecek, defterler bu kayıtlardan hareketle elektronik ortamda oluşturabilecek, saklayabilecekler ve beyannameleri gönderebileceklerdir.

  • 7.12.2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda çok önemli değişiklikler yapılmıştır. Gerçek kişilerin elde ettikleri gelirin vergilendirilmesini esas alan gelir vergisi uygulamasında, uzun yıllar sonrasında vergide adalet ve eşitlik ilkesinin gereği olarak az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmasını esas alan düzenlemeler yapılmıştır. Yapılan düzenlemelerle yıllık beyanname veren mükellef sayısının artırılması hedeflenmiş ve bunu yaparken de ek bir vergi konmadan mevcut istisna ve muafiyetler kaldırılarak veya daraltılarak gelir vergisi mükellefiyet tabanı genişletilmiştir. Özellikle gelir seviyesi yüksek olmasına rağmen beyanname vermeyen sporcular, hakemler, telif kazancı elde eden yazarlar ve sanatçılar ile tek işverenden ücret geliri olan ücretliler beyanname verecek mükellefler kapsamına alınmıştır. Ayrıca, yüksek gelir elde eden gelir vergisi mükelleflerine yönelik olarak da vergi tarifesine yeni bir gelir dilimi ve vergi oranı eklenerek, yüksek gelir elde edenlerin daha yüksek oranda vergiye tabi tutulması sağlanmıştır.

  • “Vergi mükellefleri, devletin tatil izni, hastalık izni ve resmi izni olmayan çalışanlarıdır” Anonim Devletin yapmış olduğu kamu harcamalarının temel finansman kaynağı olan vergilerin cebri yöntemlerden ziyade gönüllü olarak ödenmesini sağlamak günümüzde vergi idarelerinin öncelikli hedeflerinden biri haline gelmiştir. Toplumda yaşayan bireylerin vergiye gönüllü uyumunu etkileyen birçok faktör bulunmakta olup bunları; ahlaki, psikolojik, hukuki, kültürel, kurumsal, siyasal, yönetsel, dinsel vb. faktörler olarak sıralamak mümkündür. Vergi sistemleri oturmuş, kayıtdışı ekonomi seviyesi düşük ve toplumsal vergi bilinci yüksek ülkelerde mükelleflerin vergiye gönüllü uyumu da yüksek olmaktadır. Mükelleflerin vergiye gönüllü uyumlarını etkileyen bireysel ve toplumsal faktörler ülkeden ülkeye değişkenlik göstermektedir. Günümüzde, birçok ülke artık vergi kaçırmayı engellemek için vergiye gönüllü uyumu destekleyen uygulamaları hayata geçirmeye başlamıştır.

  • Türk Ticaret Kanunu’na göre daha ziyade anonim şirketlerin yönetim/denetim/tasfiye ve danışma kurullarında görevli olan üyelere ödenen huzur hakkı/ücreti ödenmesi gündemde olmakla beraber, diğer şirketlerde ve oluşumlarda da yönetim kurulu üyeliği ve huzur hakkı ödemesi söz konusu olabilmektedir. Esasen bu kurullarda görevli gerçek kişilerin aynı işveren bünyesinde veya başka bir işveren bünyesinde bir hizmet akdi olmakta ve buradan da bir ücret elde etmektedirler. Bu çalışmada, kişilerin çeşitli adlar altında oluşturulan yasal kurullarda görev yapmaları sonucunda elde ettikleri huzur hakkının Türk Ticaret Kanunu, vergi kanunları, damga vergisi ve sosyal güvenlik mevzuatı açısından hukuki mahiyeti incelenecektir. Ayrıca, kamu sektöründe memur ve diğer kamu görevlilerinin birden fazla yönetim kurulunda görev yapması ve huzur ücreti almasının mümkün olup olmadığı da incelenecektir.

  • 2017 yılında 7020 sayılı Kanunla yapılan düzenlemeyle, 1997 model veya daha eski taşıtların 31/12/2018 tarihine kadar il özel idarelerine, büyükşehir belediyelerine ve MKEK hurda müdürlüklerine teslim edilmesi halinde, tahakkuk etmiş ve ödenmemiş olan motorlu taşıtlar vergisi ile gecikme zammı, gecikme faizi, vergi cezaları ve kesilen idari para cezalarının terkin edileceği düzenlenmişti. 7103 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle anılan madde düzenlenmesinden faydalanma süresi ve terkin edilecek motorlu taşıtlar vergisi ile gecikme zammı, gecikme faizi ve vergi cezalarının kapsamı 31/12/2019 tarihine kadar uzatılmış oldu. Yine mevcut olmadığı veya motorlu taşıt olma vasfını kaybettiği kabul edilen 2005 model ve daha eski taşıtların motorlu taşıtlar vergilerinin 1/4’ünün 31/12/2019 tarihine kadar ödenmesi şartıyla, kalan vergi aslı, gecikme zammı, gecikme faizi, vergi cezaları ve tescil plakasına kesilen idari para cezaları terkin edileceği düzenlenmiştir. Ayrıca, 1997 model veya daha eski olan taşıtları adına kayıt ve tescilli olan gerçek ve tüzel kişiler bu taşıtlarını 31/12/2019’a kadar doğrudan ihraç etmeleri veya ihracatçılara üç ay içerisinde ihraç edilmek üzere teslim etmeleri halinde bu taşıtlara ait tahakkuk etmiş ve ödenmemiş olan motorlu taşıtlar vergisi ile gecikme zammı, gecikme faizi, vergi cezaları ve kesilen idari para cezaları terkin edilmesi sağlanacaktır.