VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

Araş. Gör., Aydın Adnan Menderes Üniversitesi

Sercan YAVAN





  • Turizm birçok ülke ekonomisinin önemli bir parçası ve döviz getirici faaliyetlerdendir. Turizmin ülkeler için katma değer ve istihdam yaratma gibi olumlu ekonomik etkilerinin yanı sıra çeşitli kamusal malların kullanımında tıkanıklık ve çevresel bozulma gibi olumsuz etkileri de bulunmaktadır. Turistik faaliyetlerin bu olumsuz etkileri turizm üzerindeki kamusal düzenlemeleri zorunlu kılmaktadır. Politika yapıcılar turizmin vergilendirmesini hükümet gelirini artırmak ve negatif dışsallıkları azaltmak için uygun bir araç olarak görmektedir. Bu nedenlerden dolayı, son yıllarda birçok ülke turizm üzerine çok çeşitli vergiler getirmiştir. Turizme sektörüne özgü vergiler turizm işletmecilerinden ve turizm hizmeti alan kullanıcılardan alınan vergilerden oluşmaktadır. Çeşitli ülkelerde turizm vergilerinin bir türü olarak konaklama vergisi de uygulanmaktadır. Öyle ki pek çok ülkede konaklama vergisi şehir vergisi, otel vergisi, otel doluluk vergisi, oda vergisi, kültür vergisi ve hatta yatak vergisi gibi isimlerle adlandırılmaktadır. 7194 sayılı Kanun ile Türkiye’de de konaklama vergisi adı altında 2019 yılında yeni bir vergi kabul edilmiştir. Bu çalışmada Türkiye’de uygulamaya koyulacak olan konaklama vergisi ayrıntılı olarak incelenmiştir.

  • Küreselleşmenin etkisiyle dünyanın küçük bir köy olarak kabul edildiği bu dönemde daha da mikro düzeyde entegrasyona sahip ekonomik bir topluluk olan Avrupa Birliği, kurulma aşamasından bu zamana kadar coğrafi olarak büyümüştür. Son olarak AB 2013 yılında Hırvatistan’ın katılımıyla 28 üye ülkeye sahip geniş bir aile olmuştur. Avrupa Birliği’ni sadece ekonomik bir topluluk olarak ifade etmek eksik bir tanım olacaktır. Avrupa Birliği’nde ekonomik kararlarla beraber mali, sosyal, kültürel ve politik konularda da söz sahibi olmaktadır. Türkiye bu entegrasyona katılma isteğini 1959 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğu’na başvurmasıyla başlatmıştır. Avrupa birliğinin bir organı olan Avrupa Komisyonu, AB’ye katılım sürecinde aday olan ülkelerin üyeliğe hazırlık sürecinde kaydettiği ilerlemeyi değerlendiren raporlar hazırlamaktadır. Bu raporlarda aday ülkeyle ilgi olarak birçok konuya değinilmektedir. Bu konulardan biri de vergilemedir. Türkiye’ye ait ilerleme raporlarında vergileme başlığının altında yer alan vergi denetimine ait konulara bu çalışmada yer verilecek olup ilerleme raporları eşliğinde Türkiye’deki vergi denetiminin gelişimi ele alınacaktır.

  • Vergi affı genel olarak, vergi kanunlarına aykırı hareket edenlere uygulanan idari ve hukuki yaptırımların ortadan kaldırılması olarak tanımlanır. Vergilemenin temeli devlet ve bireyler arasındaki ekonomik ilişkilere dayanmaktadır. Vergiler devlet açısından en önemli bir gelir kaynaklarından birisi olmakla birlikte vergi mükellefleri açısından bir yük olarak görülmektedir. Mükelleflerin bir yük olarak tanımladıkları bu vergilerden kurtulma çabası içerisine girmeleri ise vergi kayıp ve kaçaklarının artmasına yol açmaktadır. Devletler çeşitli nedenlerle ortaya çıkan vergi kayıp ve kaçakları sonucunda gelirlerinde meydana gelen azalışlarının telafisini sağlamak ve kamu gelirlerinden elde edilen tahsilatı artırmak için vergi aflarına ve buna benzer mekanizmalara başvurmaktadırlar. Çıkarılmakta olan vergi afları ve benzer uygulamaları vergisini ödeyen mükellefler tarafından hoş karışlanmamakla birlikte bu mükellefleri de vergi ödememeye teşvik etmektedir. Bu çalışma kapsamında af kavramı ve vergi affı kavramı ayrı ayrı incelenecek olup, vergi aflarının nedenleri ile geçmişten günümüze Türkiye’de çıkarılmış vergi aflarıyla birlikte 2018 yılında çıkarılmış 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunda incelenmiştir.