Yunanistan küresel krizi en ağır yaşayan ülke
olduğundan çalışmada bunun nedenlerinin kamu
tercihi teorisi açısından incelenmesi amaçlanmıştır.
Yunanistan, kriz öncesinde ekonominin
kırılganlığını ortadan kaldıracak düzenlemeleri
yapmadan yıllarca ekonomik göstergelerini
uluslararası kurumlara yanlış raporlamış, Avrupa
Birliği’ne (AB) katılımın sağladığı avantajlarla
yüksek oranda büyümüştür. Bu ortamda halk
borçlanarak tüketimini arttırmıştır. Üstelik halkın
vergi gayreti de düşük gerçekleşmiştir. İsraf,
yolsuzluk, adam kayırma ile kamu harcamaları
yükselmiş, ekonomik göstergeler Maastricht
kriterlerinden uzaklaşmıştır. Dolayısıyla kamu
tercihi teorisinin “siyasi alandaki aktörlerin fayda
maksimizasyonu oluşturan davranışları sonucu
devletin ekonomideki payının artacağı” hipotezi
Yunanistan’da gerçekleşmiştir. Krizde bütçeaçığı ve borç rakamları daha da büyümüş, ülke
müstakil bir borç krizine girmiştir. AB ve Uluslararası
Para Fonu (IMF), vergi reformları yapılması,
emeklilik yaşının yükseltilmesi, ücretlerin
dondurulması, kamu istihdamının düzenlemesi
taahhütleri karşılığında ülkeye yardım paketleri
tanımlamıştır. Böylelikle kamu tercihi teorisinin
savunduğu gibi devletin ekonomideki payının
azaltılması hedeflenmiştir. Sonuçta bu yardımlar
ve uygulanan kemer sıkma politikaları ile bütçe
açığı toparlanmıştır. Ancak kamu borç stoku artmaya
devam etmiştir.
Anahtar Kelimeler: Yunanistan, Kriz, Kamu
Harcamaları, Kamu Gelirleri, Kamu Borcu, Kamu
Tercihi Teorisi
JEL Sınıflandırma Kodları: H11, E62, H60.
Abonelik veya Satın Alma Gerekiyor!
Bu makalenin devamını okuyabilmek için giriş yapmanız, satın almanız veya abone olmanız gerekmektedir.