Herkesten mali gücüne göre alınması gereken vergilerin, gerçekten adaletli ve dengeli bir dağılım içerisinde olduğunu söylemek pek mümkün değildir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde bir yandan vergilemede adaleti sağlama gayreti, diğer yandan planlı kalkınmayı gerçekleştirme hedefleri, ülkeleri vergisel açıdan paradoksal bir durum içerisine sürüklemektedir. Bu durum da vergi yükünün dengeli ve adil dağılımını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu bağlamda çalışmamızda öncelikle mali güç, Türk vergi sistemini oluşturan vergilerin genel dağılımı ve kayıt dışı ekonomi hakkında değerlendirmeler yapılmış; son yıllarda kentlerdeki nüfus yoğunluğunun artmasıyla birlikte özellikle imara açılan gayrimenkuller üzerinden elde edilen rant gelirlerinin vergilendirilmesine yönelik tartışmalar çerçevesinde kentsel rantların vergilendirilmesi konusu bir çözüm önerisi olarak sunulmuştur. Yapılan kamusal hizmet ve imar uygulamalarının bu rantların oluşmasındaki en büyük etken olduğunun vurgulandığı çalışmamızda; söz konusu rant gelirlerinin, kapsamlı bir vergisel düzenleme ile gelir dağılımını bozucu ve sosyal adaleti zedeleyici etkisinin ortadan kalkacağı sonucuna ulaşılmıştır. Nitekim rantlara yönelik devletin pay almasını sağlayan çeşitli sosyal ve mali düzenlemeler hem geçmişte hem de günümüzde söz konusu olmuştur. Ancak dağınık haldeki bu düzenlemelerin hem basitlik, sadelik ve anlaşılabilirlik hem de vergi yükünün dengeli ve adil dağılımının sağlanması açısından ayrı bir rant vergisi adı altında tek bir çatıda toplanması gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: Kayıt Dışılık, Kentsel Rantlar, Mali Güç, Vergi Yükü Dağılımı. JEL Sınıflandırma Kodları: H26, H27, K34.

Abonelik veya Satın Alma Gerekiyor!

Bu makalenin devamını okuyabilmek için giriş yapmanız, satın almanız veya abone olmanız gerekmektedir.